26 Ekim 2007 Cuma

Sonbahar Bakımı

Sonbaharın şu yazdan kalma son günleri gerçekten çok iyi değerlendirilmelidir. Kışa çok az zaman kaldı. Bazı bölgelerde arılar salkım durumuna geçti veya geçmek üzereler. Benim arıcılık yaptığım bölge bir geçit bölgesi olması sebebiyle biraz farklılıklar göstermektir.
Sonbahar bakımında varoa ile mücadele birinci sırada olup koloninin hayatta kalma veya kalmamasına birinci derecede etki ediyor. En öncelikli olarak varoa mücadelesi yapılmadı ise hemen derhal yapılmalıdır.
İkincisi kolonilerimizin mevcut nüfus durumları dikkatli bir biçimde kontrol edilmelidir. Nüfusları az olan kolonilerin kışı atlatması pek mümkün değildir. Kıştan çıksa bile baharda ya ölecek veya istenilen düzeyde gelişemeyecektir. Bu nedenle nüfusu az olan koloniler birleştirilmeli veya nüfus takviyesi verilmelidir. Elimizde nüfusu fazla olan koloniler varsa nüfus takviyesi verilebilir. Burada nüfus takviyesi verilecek kolonilin buna deyip değmeyeceği önemli. Anası yaşlı veya verimsiz koloni derhal anası imha edilip zayıf genç analı koloni ile birleştirilmelidir. Bu zamanda kolonilerde birleştirme ve takviye nüfus verme son derece kolay olmaktadır. Akşamları sıcaklık düştüğünden dolayı arılarda hareket azalmakta ve bu sebeple kavga etmeden koku ve başka araçlara gerek kalmadan çok rahat birleşme ve takviye verme işleri yapılmaktadır. Nüfusu fazla olan koloniden alınan bir veya iki çıta arıları ile birlikte; (garanti olsun diye yeni başlayan arkadaşlar araya boş bir çıta koyabilirler) zayıf kovana verilir. Bir iki gün sonra boş çıta alınır. Takviye verme işlemi tamamdır.
Yiyecek durumları arıların gözden geçirilmeli gerekli durumlarda yarısı ballı petekler Elimizde ballı petek yoksa çok koyu bir biçimde bal ve şeker şurubu verilebilir. Burada dikkat edilmesi gereken şerbetin koyu olmasıdır. Sulu şerbetler kardan çok zarar getirir. Su oranı yüksek şerbetler arıların hastalanmasına sebep olur. kovan içi nemini yükseltir.Peteklerde küflenmeye sebep olunur.
Koloniler nüfus ve bal durumları iyileştirildikten sonra koloniler daraltılmalı fazla çıtalar alınmalı yanlarına nem emici maddeler konmalıdır. Çankırı merkez ve köylerinde 6 çıta arılı koloniler tüm bakımlar yapılırsa bahara kolaylıkla çıkabilmektedirler. Ayrıca kovanlar biraz öne eğimli hale getirilmelidir.
Koloniler yerden yüksek sehpalara kaldırılmalı. Üzerleri kar, yağmur sularını geçirmeyecek şekilde korunmalıdır.
Kolonilerin tüm bakım ve tedbirlerinin alınıp ALLAH a emanet edilmelidir. Artık koloniler için istirahat zamanıdır.
Tüm arıcılar yıl boyunca aldıkları notlara ve bu seneki yaptıkları doğru ve yanlışları düşünmelidir. Bu senenin muhasebesini yapmalıdırlar.
Ayrıca internetteki arıcılık ustalarımız Sayın Halil BİRBİLEN' Ali TÜRK Yusuf GÜRBÜZ, Yalcın SEZER ve diğer tüm blog ve sitelerdeki arı sevdalısı arkadaşların tecrübe ve bilgi birikimlerini, yeni metod ve yöntemleri kongre ve konferanslara gidemeyen ve bu tür etkinliklere katılamayan bizim gibi arıcıları yazılarıyla aydınlatmalarını rica edelim.

16 Temmuz 2007 Pazartesi

HANGİ IRK ARI

Bu gözlemlerim Şubat 2006 ile Temmuz 2007 tarihleri arasındaki zaman diliminde değişik melez ve yerli ırkların Çankırı da hobi amaçlı sabit arıcılıktaki gelişim uysallık ve bal verimleri ile ilgili bilgilerdir.
Burada herhangi bir ırk arının üstünlüğünü düşünmüyorum. Yazdıklarım melez ırkların ve yerli ırk arıların bölgemize kötü senelerdeki uyumları ile ilgili gözlemlerimdir.
Öncelikle yerli ırk diye isimlendirdiğim arılar bölgemizdeki arıcılardan 15 sene evvel almış olduğum ve bende 15 senedir bulunan tabi seleksiyon dışında dışarıdan getirmek suretiyle ana değişimi hiç yapılmamış kolonilerdir. Kendimde bulunan yerli kolonilerin ana değişimlerine müdahale edilmemiş ve içlerinden en fazla bal veren koloniler oğul verdirmek suretiyle çoğaltma yoluna gidilmiştir. Ayrıca arı sohbetlerinde ana değişimi yapmayanların ifadelerinden çıkardığım ve kendime göre yorumlarım ve sonuçlarıdır.
Özellikle burada dört ırkın bölgemizdeki durumlarından bahsetmeye çalışayım.
1- Kafkas Melezi: Bu melez ırkı iki senedir arılığımda bulundurmaktayım. Erken bahar gelişimleri çok yavaş ve zayıf. İlkbahar ortasında polen gelişinin hızlanması ile birlikte şerbetleme sonucu çok hızlı bir gelişim gösteriyorlar. Zamanında yapılan şerbetleme ile arı sayısı çok kısa sürede müthiş yükseliyor. Bal mevsimine yerli tabir ettiğim arılardan daha kalabalık bir şekilde giriyorlar. Özellikle şerbetleme sonrası polen gelmesi ili birlikte yavrulama tam bir harika. İki senedir kurak bir yıl olmasına rağmen gelişimini tamamlayan kolonilerden ortalamaya yakın bal almak mümkün. Uysallık olarak sert değil ama yumuşak bir ırk da sayılmaz. Bazı kolonilerden sebepsiz yere hırçınlık gösteren arılar çıkıyor. Bunu yiyecek kaynaklarının kıt olduğu aylarda daha fazla. Petek kabartma bölgemizde iki senedir olmuyor ama kabartılmış petekleri sırlaması çok güzel. Sonbaharda yapılan teşvik beslemesine tepkisi (genç arı yetiştirmesi ) orta Kışlama düzeyi iyi. Hastalıklara dayanıklılık orta derecede. Kireç hastalığı diğer kolonilere göre az Bu ırkın bal verimleri etkileyen en büyük etken baharın ortasında bakım ve şerbetlemenin hiç ihmal edilmemesidir.
2- Muğla Melezi: Bu ırk kendi bölgesinde harikalar yaratabilir ama bölgemiz için bana göre yüz üzerinden on. Bahar gelişimleri çok güzel diğer ırklara göre iyi sayılır. İyi bir bakımla kısa sürede çok kalabalık nüfuslara ulaşmaktalar. Ama bu ırkın bana en kötü yönü polen geldiği sürece son sürat çoğaltması Ama hasatta bal verimi diğer ırklara göre çok zayıf. Hatta kendilerini beslemeyecek durumda oluyorlar. Geçen sene sonbaharda 22 koloninin anaları imha edilerek arıları zayıf kolonilere arıları dağıtılmıştır. Kalan kolonilerse bal takviyesi ile bahar çıkmışladır. Süratle çoğalmalarından faydalanmaktayım.
3- Karniol Melezi: Bur ırk ile tanışmam geçen sene oldu. Gözlemlediğim kadarıyla bu ırkın en önemli özelliği bana göre az nüfus ile kışlayabilmesi ve her mevsim kendini garantiye alacak kadar kovanda bal bulundurmasıdır. Bu arının en güzel özelliği ise çok uysal ve yumuşak olması hatta sokma davranışını çok nadir göstermesidir. Bu melez ırk bölgemizde çok güzel uyum sağlamıştır. Özellikle ana ızgarası ile bal üretimimde harikalar yaratabilir. Ayrıca nüfusun çok fazla gelişmesi ile arzu edilirse Kafkas melezleri desteklenebilir. Bu arıların en güzel özelliklerinden biriside polen geldikçe muhteşem bir şekilde çoğalmalarıdır. Hastalık ve parazitlere ise diğer ırklardan daha fazla dayanıklı olup değişen hava koşullarına uyumları mükemmeldir. Tek olumsuz yönleri ise bölgemiz için ızgara kullanmadan bal almak zordur.
4- Anadolu Irkının Melezi: Bu arıların en iyi tarafının bu sene bal yok. Bal olmadı diye bir şey olmamasıdır. Her halükarda bu koloniler iyi bakımla sahiplerinin yüzünü güldürmektedir. Bu arılar kışın bölgemizde çok iyi kışlamaktadırlar. Erken baharda çok hızlı gelişmiyor ama polen kaynaklarının artması ile gelişmeleri doğru orantılı olarak artmaktadır. Bu durum; nektar kaynaklarından bal gelmesi ile yavru üretimi en alt seviyeye inmektedir. Bu sebeple bal verimleri çok yüksektir. Öyle ki; bazen yirmi çıtalık bir kolonide beş çıta yavru bulmak çok zor iken oniki onbeş çıta ful bal yapmaktadır. Bu ırk kolonilerin nüfusları diğer koloniler gibi çok fazla oldukları söyleyemem. Temmuz ayından sonra nüfusları çok aşırı derece düşmektedirler. Kışa ise sekiz on çıtada girmekte ve bahara ise altı yedi çıtada çıkmaktalar. En kötü özellikleri ise çok hırçın olmalarıdır. İnsanı canından bezdirecek kadar. Sebepsiz yere insanı sokmaktadırlar. Öyle ki arılık kenarında dahi otururken gelip sebepsiz yere sizi sokabilmektedirler. Hastalıklara ve parazitlere ise orta derecede dayanıklı olup kireç hastalığına çok hassas olmaktadırlar. Bu arılar iyi senelerde ise muhakkak oğul vermektedirler. Oğul engellemesi yapılsa dahi bu seferde yeterli bal alınamamaktadır. Ama verdikleri oğullar kendilerine yetecek balı toplamakta bazen bal dahi vermektedirler. Bu ırk arılardan ne kadar üretilirse üretilsin anaç kolonilerin özelliğini gösterme oranı çok düşüktür. Laboratuar ortamında Sünni dölleme ile bu durum aşılabilir diye düşünmekteyim. Burada iş bu işe gönül veren insanlar ve arıcılık birliklerine düşmektedir.
Sonuç olarak; Arıcılık üzerinde çalışan tüm kişi ve kurumlara diyeceğim şudur ki Güzel TÜRKİYEM’ de sadece ne Kafkas nede Muğla arısı vardır. Her bölgeye uyumlu ekotip arılarımız da var. Lütfen bunlar kaybolmasın. Gerekli tedbirler alınsın. Arıcılık sadece gezgincilerin yaptığı arıcılık değildir. Sabit arıcılık yapanlar yok sayılıp göz ardı edilmesin.

Ürününüz bol kazancınız bereketli olsun.

29 Mayıs 2007 Salı

KURAK MEVSİMLERDE YAPILMASI GEREKENLER

Bugünlerde tüm Türkiye de arıcılar arılarına petek kabarttırmakla meşguller. Fakat iki senedir bölgemizde arılar petek kabartma işlemi yapmıyorlar.
Bunun nedeni ise, geçen sene bölgemizde don olması ve ardından bastıran aşırı sıcaklardan bitki gelişiminin olmamasıdır. Bu sene sıcaklıklar bahar da mevsim normallerine göre biraz yüksek gitmiş. Ağaçlardan gelen polen ve nektarın bol olması, kolonilerde iyi gelişmeye sebep olmuştur. Mayıs ayında yağışlarının az olmaması sonucunda arı gelişimi durma noktasına gelmiştir. Bitkilerin kuruması ile de arıların gelişimi Çankırı merkez ve köylerinde 26–27 Mayıs tarihinde tamamen durmuştur. Arılar erkek arıları öldürmeye ve erkek arı yavrularını da peteklerden söküp atmaya başlamıştır.
Böylesine kötü giden senelerden sonra arıcılık yöremizde bitme noktasına gelebilir. Arıcılığı sabit arıcılık düzenine göre yapan arıcılarımızın elinde arılı kovan sayısı çok azalmıştır ve de azalmaya devam etmektedir.
Kötü giden senelerde arıcılarımızın alması gereken önlemler vardır. Bunlar şahsi kanaatime göre; Yeterince gelişim gösteremeyen kolonilerin haziran ayı içinde anaları imha edilip bölünmeli ve ana arı verilmelidir. Bölünen kovanlar derhal beslemeye alınmalı güçlü kolonilerden yavrulu çıta takviyesi yapılmalıdır.
Güçlü kolonilerimize ise elimizde varsa kabartılmış petekler verilmelidir. Bu arada kuluçkalıktaki petekler ( Temiz Kabarmış Petek Varsa) mümkünse 1–2 adedi değiştirilmelidir. Umulur ki ilerde meydana gelebilecek basra balından faydalanmak amacıyla elimizdeki kabartılmış petekler güve zararlısına karşı muhafaza edilmelidir. Her ne kadar olsa da elinde kabartılmış petekleri olan arıcılar baharda arılarına iyi geliştirecek şekilde baktılarsa en azından inşallah kendileri ve dostlarına ikram edecekleri balı alabilirler.
Arılarımızın sonbahar ve ilkbahar bakımlarını tam yapılmaları gerekmektedir. Sonbaharda arılarımızı varoa ya karşı gerekli şekilde yeni teknikleri ve gelişmeleri takip ederek gerekli miktarda ilaçlamalıyız. Sonbahar beslemesine bölgemizde zayıf koloniler için ağustos başında diğer tüm kolonilerimize isi ağustosun 15 den eylül sonuna kadar teşvik beslemelerinin muntazam olarak, azar azar fakat devamlı surette yapılmalıdır.

Unutmayalım ki! Varlığın Arkası Darlık. Darlığın Arkası Bolluktur.

RÜZGÂR DURMUŞSA KÜREKLERE ASILALIM

17 Mayıs 2007 Perşembe

KOLONİLERE KAT VERME İŞLEMİ


On çıtalık (Langstroth) kovanlarda çıtalardan 8 tanesinde yavru bulunmalıdır. On iki çıtalık (Dadant) kovanlarda ise bu sayı 9–10 çıtadan aşağı bulunmamalıdır. Bu duruma gelmeyen arılara kesinlikle ballık konulmamalıdır.
Ballıklar kuluçkalık ile aynı boyutta olmalıdır. (çerçeve yukarı çıkartılabilsin)
Her halükarda üst kata 2–3 çok gerekli durumlarda 4 çıta çıkarılmalıdır. Daha fazla çıta çıkartılmamalıdır eğer çıkarılması gerekiyorsa ki bu işlem iki veya daha fazla işlemde yapılmalıdır.
Ballık kısmına çıkarılacak çıtalarda ise şunlara dikkat edilmelidir.
1- Çarpık çıtalar üst kata alınmalıdır. (Kovan içi havalandırmayı sağlamak ve oluşan nemin dışarı atılmasına yardımcı olmak için)
2- Erkek gözlü petekler üst kata alınmalıdır.( Erkek arı gözlü petekleri kuluçkalıktan alınmalı ve sadece bal ve mum üretim amacıyla kullanılmalıdır.)
3- Üst kata çok siyahlaşmış 3–4 yıllık ve daha eski petekler alınmalıdır. (Gözler zamanla her yavru çıktıkça küçülmektedir.)
İkinci ve üçüncü kat ballıklar atılırken mümkün mertebe kabartılmış petek varsa kuluçkalık üstüne konulmalıdır. Yoksa üst katta hafifçe arıya işletilmeli sonrasında kuluçkalık üzerine alınmalıdır.
Ballık konulurken yarım ballık mecbur kalmadıkça konulmamalıdır. Eğer yarım ballık konulacaksa nektar akımının çok kısa süreli olması veya nektar kaynaklarının bitme zamanı dikkate alınmalıdır. Mevsim sonuna yakın yarım kat (14 lük) tabir edilen katlar konulmalıdır.
Tam sırlanmış petek bal isteniyorsa çıtalar bölünmelidir. (Petekli bal tüketimi veya pazarlanması yapılacaksa büyük çıtalar 2- 4 veya 6 parçaya bölünmelidir.) süzme bal üretiminde gerek yoktur.
Arılar küçük çıtaya (Petekleri) yavru yapmaktan hoşlanmazlar. Bu tip çıtaları (petekleri) daha çabuk sırlarlar. Görünüşleri ve pazarlanmaları kolaydır. Tüketici içinde fiyat olarak avantajlı diye tercih sebebidir.
Süzme balın hakiki bal olduğu anlatılmalı ve süzme bal teşvik edilmelidir.

4 Mayıs 2007 Cuma

Çankırı İl Merkezi ve Köylerindeki Arı Ölümleri

Birinci sebep anaların üç ve daha fazla yaşlı olmalarıdır.
2003 yılında arı kolonilerinin %90 lık gibi bir kısmı oğul vermek suretiyle tabii yoldan ana değişimi yaptı.Bu kadar çok oğul olan 2003 kışında arı zayiatı çok düşük olmuştur. 2003 kışında ölümlerse son çıkan oğullar ile anaç ( oğul veren) kovanların bakımsız ve balsız kalmaları yoluyla olmuştur.
2004 Yılı Çankırı bölgesinde arıcılık için bana göre harika bir yıl olmuştur. Genç ve taze analar ile koloniler çok az oğul vermiş, bolda bal olmuştur.
2005 Yılı ise tam bir bal yılı olmuş anaların geneli 2 yaşlı olduklarından oğul çıkması az olmuş. Halk tabiriyle bu senede bal senesi olmuştur..Bu arada bakımı yapılmayan kat atılması geciken kolonilerden çok az miktarda oğul çıkışı olmuştur. Baharda ise arı ölümleri çok az ya da hiç olmamıştır.
2006 yılı ise ipin koptuğu yıl olmuştur. Nisan ayının sonuna kadar her şey mükemmel iken, Nisanın son haftasında meydana gelen don olayı tüm bitki ve ağaçları, çiçeklenmenin ve gelişmenin en yoğun olduğu zaman vurmuştur. Mayısın ilk haftası da soğuk gitmiştir. Sonrasında gelen sıcaklar sebebiyle otlar yeterince gelişemeden kurumuş veya çok cılız kalmıştır. Yeterince nektar ve polenin gelmeyişi arılarda mayısın sonuna doğru kolonilerin erkek arıları imha ettirecek düzeye gelmiştir.
Bu namüsait şartlar altında kolonilerce de ana değişimi olmamış ve Arıcılarımızda işi oluruna bırakması sonucu 3 ve daha yaşlı analarla kışa girilmiştir.

İkinci sebep bana göre melezlenmedir.
Çankırı ili İç Anadolu ile Karadeniz bölgesi arasında bir geçiş alanıdır. İlimizin güney kısmında bozkır ( Step) kuzeyinde ise Karadeniz iklime yakın bir ilklim tipi görülmektedir. Bu iklim tipine adapte olmuş arılarımızın gezginci arıcılarında çok yoğun bir biçimde gelmeleri, yerli arıcılarımızınsa kendi çaba ve değişik vasıtalarla getirilen ana arılar ve sonucunda yerli ırk arılarımız tamamen ortadan kalkmış veya melezlenmeler sonucu ne olduğu belirsiz arılar olmuştur.
Bunun sonucu bölgemizdeki arı kolonilerinin tamamına yakını iklimsel değişikliklerden daha fazla etkilenmiş ve ölümlerine ikinci derece sebep olmuştur.
Yerli ırk arılarımız ve bölgemize adapte olabilecek ırklar da araştırılıp devletçe desteklenmelidir.

Üçünce Sebep ise arı hastalık ve zararlılarıdır.
Arıcılarımız ruhsatlı ve ruhsatsız ilaçları bilinçsizce yüksek dozlarda ve gereksiz yere tekrar tekrar defalarca kullanılmış. Bunun sonucunda bu ilaçlara dayanıklı hastalık ve zararlı hatlar oluşmuştur.
Aynı ilaçlara dayanıklı zararlı ve hastalıklarla yeterince mücadele edilememiştir.

Dördüncü sebep ise eğitimsizlik
Çankırı ili arıcılarımız yakın zamana kadar arıcılık konusunda fazla bir eğitim almamışlardır. Düzenlenen birkaç kurs ve seminer ötesinde çalışma yapılmamıştır. Bunun sonucu olarak ta gelişmeler sadece arkadaş ve dost çevresinden duyduklarından öte gidememiştir.
Yakın zamanda kurulan Çankırı Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Sayın Hulusi TAŞ ve Teknisyen Bilal BAĞDAT’ ın girişimleri sonucunda arıcılarımıza AB destekli arıcılık kursları düzenlenmeye başlamıştır. Sonuçları ise ileride meyvesini verecektir. Kendilerine tüm arıcılar adına TEŞEKKÜR ederim.

Beşinci sebep maddi imkânsızlıklar
Arıcılarımız kötü bir sezonun arkasından arılarını sonbaharda yeterli şekilde bakım ve besleme yapamamışlar.
Arılarımız için gerekli olan ilkbaharda ve sonbaharda kullanılacak şekerin kovan sayıları göz önünde bulundurularak birlikler vasıtasıyla ucuza temin edilmesi gerekir.

Altıncı sebep arıcılarımızın sabit arıcılık yapmaları
Arıcılarımız tek bir yerde arılarını hiç gezdirmeden veya bir sefer yer değiştirerek arıcılık yapmaktadırlar.
Bunun yerine en az iki veya üç kez yer değişimi yapmaları sağlanmalıdır.
Çiftçilerimize arıların ürün verimini artırdığı anlatılmalı bu yönde çalışmalar yapılmalıdır.
Özellikle köyünde kendinden başka arıcı istemeyen arıcılar eğitilmelidir.
Gezginci arıcılarında bir yere yığılmalarının önüne geçilmelidir. Her bölgeye belli bir miktar arıdan fazla arı konulmamalıdır. Arılıklar arasında belli mesafe ler bırakılmalıdır.Bu durumda sabit arıcılık yapanlarda mağdur edilmemelidir.

18 Nisan 2007 Çarşamba

ARI

arıcılık sezonu tüm arıcılara bereketli olsun.

AHLAT KÖYÜNDEN KIŞ MANZARALARI

AHLAT KÖYÜNDEN KIŞ MANZARALARI
ALABAR MEVKİSİNDEN BAKIŞ

GÖKÇUKURDAN BAKIŞ

İMAMLIKTAN BAKIŞ

ALABAR DAN BAKIŞ